29 Şubat 2012

SOFRAMIZ ŞENLENSİN

Bu hafta iki tarifle karşınızdayıım. Sanki çok marifetliymişim gibi haftada bir tarif paylaşmaya başladım, 
acemiliğimden dolayı affınıza sığınıyorum, sadece zevk aldığım için böyle bir şey yapmaya karar verdim.

EZME
Hepimizin bildiği bir lezzet olan ezmeyle başlayalım. Domatesi, biberi, soğanı ve maydanozu küçük küçük doğruyorsunuz. Gerçi rondodan da geçirebilirsiniz ama bence işin zevki kendi ellerinizle kesmekte, hem eskiden rondo mu vardı? Daha sonra ayrı bir kapta arzu ettiğiniz ölçüde salçasını, baharatlarını, zeytinyağını, limon suyunu veya nar ekşisini koyup, karıştırıyorsunuz. Diğer malzemelerin üzerine karışımınızı döküp, tüm malzemeleri bir güzel karıştırdığınızda ezmeniz sofranızda yerini almaya hazır duruma gelmiş olacak.

PATATES PÜRESİ
Bu sefer alışkın olduğumuz pürenin biraz dışına çıkıyoruz. Patatesleri haşladıktan sonra biraz tereyağı, tuz ve süt ekleyip püre kıvamına getiriyoruz. Püremize bir tutam pul biber, biraz da maydanoz veya dereotu ekleyip, tekrar karıştırıyoruz. Daha sonra üzerine sarımsaklı yoğurt döküyoruz. Yoğurdun üstüne de yağda pul biber kızdırıp döküyoruz. Püre de hazır olduğuna göre afiyet olsun.

Aslında maksat sofrada çeşidimiz bol olsun, sevdiklerimizle sohbetimiz uzun olsun.

Fotoğraflar: panoya takılanlar

27 Şubat 2012

84.OSCAR ÖDÜL TÖRENİ

84.Oscar ödül töreninde kimler ne giymiş?
 Kimler hoşumuza gitmiş? Kimler hayal kırıklığına uğratmış? 
Aşağıya doğru inip, bir göz gezdirelim.

illüstrasyon: panoya takılanlar

Bu yıl kırmızı halıdan geçen ünlüler, daha çok payetli kumaşları ve renk olarak da kırmızıyı tercih etmiş. 
Saçlar ise hep yandan ayrılmıştı. Panomuz ise yukarıda bulunan isimlere dikkat etti.

Mila Jovovich tek omuzlu, payetli elbisesiyle kırmızı halının ilk göz kamaştıran ve büyüleyen ismi oldu. 
Gwyneth Paltrow sade şıklığıyla, omzuna aldığı peleriniyle ve asil duruşuyla en iyi giyinen isimlerdendi.
Michelle Williams geçen seneden beri çok duyduğumuz "peplum" ayrıntılı kırmızı elbisesiyle prenses edasında.
Vee Angelina Jolie'ye gelecek olursak, gördüğünüz gibi poz verirken öyle bir duruş sergilemiş ki 
"ben geldiğime göre en beğenilecek isim benim, başkalarını konuşmaya gerek yok" der gibi durmuş. 
Ee Angelina Jolie tabii bu, o öyle poz vermeyecek de kim verecek?
Merly Streep nasıl böyle bir elbise giyebildin? Hiç olmuş mu, koskoca Merly Streep'e yakışmış mı?
Kendisine ayrı bir hayranlık beslediğimden dolayı gece boyunca "Penelope Cruz ne giymiş?" diye merakla bekledim. 
Gördüğümde ise hayal kırıklığına uğradım. Beğenenler de olmuştur ama 
kırmızı halıda çok daha iyi giyinen bir isim olduğunu düşünüyorum. Gerçi geçen sene daha kötü bir tercih yapmıştı. 
Neyse kendisini severek takip etmeye devam edeceğiz.

Beylere göz gezdirecek olursak; her biri çok şıktı, onun için diyebilecek pek bir şey yok. Ancak;

Brad Pitt 50 yaşına merdiven dayadı ve hala inanmakta güçlük çekiyoruz.
George Clooney 50 yaşında fakat kendisi hep karizmatik hep karizmatik.
Gary Oldman ise sevgili George'a "sen mi karizmatiksin, ben mi karizmatiğim?" gülümsemesi yollamış.

Bir kırmızı halı daha böyle geçti sevgili pano izleyicileri, 
gelecek sene daha renkli bir kırmızı halı dileyerek yazıyı burada sonlandıralım.

Görseller: justjared, fashionspot

24 Şubat 2012

AYRINTILARA TAKILMAYIN, PANOYA TAKILIN

Bu hafta panoya nelerin takıldığını merak ediyorsanız, merakınızı gidermek için hemen konuya girelim.

1 numara Londra moda haftasından, geçen seneden beri baykuşlar sardı dört bir yanımızı...
2 numarada küçük evler için işlevsel bir tasarım yer almakta, zekice olmuş.
3 numarada gene baykuş başrolde! Gördüğünüz gibi yaratıcı insanın hali başka oluyor. 
Bu arada baykuş denilince benim aklıma hep Hedwig(Harry Potter'ın baykuşu) gelir. 
4 numaraya gelecek olursak, Audrey Hepburn'un en çok hoşuma giden fotoğrafı yer almakta. 

Eveet bu haftalık panodan bu kadar, şimdiden eğlenceli bir hafta sonu dilerim.

Dipnot: Pazar gecesi Oscar ödül töreni için abur cuburlarınızı hazırlamayı unutmayın!


Görseller: vogue, tumblr, alnodanmark

22 Şubat 2012

AYVA REÇELİ


Bu hafta mutfağa girdim ve kahvaltılarınız için bir başyapıt hazırladım; ayva reçeli.

Yapımını anlatacak olursak; öncelikle ayvaların kabuğunu soyup, küp küp kesiyorsunuz. Daha sonra yukarıda yazan diğer malzemeleri de tencereye ekleyip, kısık ateşte kıvama gelinceye kadar kaynatıyorsunuz. Kıvama gelince yarım limonun suyunu da ilave ediyorsunuz ve bir süre daha kaynatmaya devam ediyorsunuz. Bu arada kaynarken ayvanın çekirdeklerini ekleyin, reçeliniz daha koyu bir renge ulaşmış olur.

Eğer kahvaltıda tatlı bir şeyler yemeyince eksiklik hissedenlerdenseniz, bu tadı kahvaltınıza misafir etmelisiniz. Kendi ellerinizle yapınca daha tatlı oluyor, onun için ısrar ediyorum canıım. Gelecek tariflerde görüşünceye dek, tatlı günler!

fotoğraf: panoya takılanlar

20 Şubat 2012

ALIŞVERİŞ ALIŞVERİŞ ALIŞVERİŞ

Neden gereğinden fazla alışveriş yaparız? Neden hep daha fazlasına sahip olma arzusuyla yanıp tutuşuruz?
"tüketim çılgınlığı, çağımızın hastalığı" yazıları her yerde karşımıza çıktığı halde, bu hastalığı iyileştirme yoluna bir türlü gitmiyoruz. Tersine indirim neredeyse, biz oraya gidiyoruz. Belki de o kadar çok tatminsizlik yaşıyoruz ki, kendimizi alışverişle avutmaya çalışıyoruz. Belki de bunun kaynağı bir uğraş alanımızın olmayışındandır. Zamanı unutabileceğimiz bir uğraşımız olduğunda, mağazalarda gereğinden çok vakit geçirmenin gittikçe anlamsız hale geleceğini düşünüyorum.  Eminim ihtiyacımız olan doğru parçaları almak bizim için yeterli hale gelecektir. 

İnsanlar kendi tarzlarını yaratmak yerine, modaya ayak uydurmak için sürekli alışveriş yapmayı tercih ediyor. Halbuki "moda öyle çirkin bir şey ki, altı ayda bir değiştirmek zorunda kalırız" demiş Oscar Wilde. Hak vermemek imkansız, sevgili Coco Chanel de hak vermiş olacak ki "moda geçicidir ama stil kalır" sözleriyle onaylamış.

Bir de sanki alışveriş merkezleri arttıkça, tüketim çılgınlığının sonu gelmeyecek gibi gözüküyor. Zaten alışveriş merkezine de niye gideriz ki, sokakta yürüyüp insan kalabalığına karışmak varken?

Fotoğraf: panoya takılanlar

17 Şubat 2012

AYRINTILARA TAKILMAYIN, PANOYA TAKILIN

Merhabalar sevgili pano takipçileri,
1 numarada bulunan kaplumbağa şeklindeki broş ne hoşmuş öyle.
2 numara New York moda haftasından, Jeremy Scott tasarımı. 
Hazırladığı koleksiyonda bizleri şaşırtmayarak yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya devam etmiş.
 Hayal gücünün uçsuz bucaksız olması güzel şey.
3 numara oscar heykelciğinin, 84.Oscar Ödül Töreni 26Şubat'ta! 
4 numarada bulunan fotoğrafı çok beğendim, onun için de fotoğraf panoya takılmadan geçemedi. 
Her koşulda bir çıkış kapısı vardır, değil mi ama?
Bu haftalık panoya takılanlar köşesini okuduz, mutlu hafta sonlarıı!

Görseller: jakandjil, vogue, fotostalgie

15 Şubat 2012

ZENCEFİLLİ KURABİYE

Mutfak konusunda çok iddialıyımdır panoya takılan güzel insanlar, hatta o kadar iddialıyım kii... Şaka şaka her konuda ki becereksizliğim, muftak alanında da geçerli fakat yaptığım zencefilli kurabiyenin tarifini paylaşmadan geçemeyeceğim.

Yukarıda yazan malzemeleri bir güzel karıştırıp, yoğuruyorsunuz. Daha sonra hamuru elinizle 1cm kalınlığında açıyorsunuz. Çay bardağı veya kalıp yardımıyla kesiyorsunuz. Tepsinin üzerine pişirme kağıdını serip, üzerine kurabiyeleri diziyorsunuz. 170°C  fırında üzeri pembeleşinceye kadar pişiriyorsunuz. Fırından çıkınca da aşağıda gördüğünüz gibi oluyor. Daha sonra da afiyetle yiyorsunuz. Bir başka mutfak macerasında görüşmek üzere efendim şimdilik bu kadar...

fotoğraf: panoya takılanlar